Yeni bir araştırma, ölçülemeyecek kadar düşük şiddetli yer sarsıntılarının yıkıcı depremlerın öngörülmesini kolaylaştıracağını savunuyor.
Sismologlar, önemsiz görünen küçük sarsıntılardan yıkıcı depremlerin öngörüsünde yararlanmayı umuyor. Yerin çok derininde ve aşamalı olarak meydana geldiği için sismik dalga çıkarmayan küçük depremlere ‘sessiz’ deprem deniyor. Bu tür ‘sessiz depremler’, uzun vadede yeryüzüne yakın üst katmanlarda güç birikimi yarattığı için son derece tehlikeli.
Tokyo ve Stanford üniversitelerinden bilim insanları, üç yıldır sürdürülen bir ortak projede, söz konusu sessiz depremlerin merkezlerinin haritalanması için çalışıyor. Araştırmada görev alan Tokyo Üniversitesi’nden Sho Nakamula, derindeki depremleri zaman ölçeğinde gösteren bir haritanın büyük depremlerin tahmin edilmesinde kullanılacağını belirtti.
YENİ HARİTALAMA TEKNİĞİSessiz ve sinsi depremler üzerine yapılan araştırmalar ancak son yıllarda ivme kazandı. Bilim insanları için yerin derinliklerinde meydana gelen depremlerin merkezini tespit etmek oldukça zor. Nakamula, yeni yöntemin artık bu sorunu ortadan kaldırdığını savunuyor. Haritalama tekniği sessiz depremlerin merkezini yine yerin derinliklerinde meydana gelen ve birkaç saat sürebilen düşük frekanslı depremlerle ilişkilendiriyor. Düşük frekanslı depremlerin gözlemlenmesi sayesinde, sessiz depremlerin nerelerde güç birikimi yarattığı ortaya çıkarılıyor.
Araştırma Japonya açıklarındaki Şikoku adası ile ABD’nin Pasifik Okyanusu kıyısındaki Washington ve Oregon eyaletlerini temel alınarak yapıldı. Japonya’daki bölge her yüzyılda bir en az 8.2 şiddetin bir depremle sarsılıyor. Japon hükümeti bu bölgede 50 yıl içinde bu şiddette bir deprem olacağı uyarısı yapmıştı. ABD’nin Pasifik kıyıları da 7 ila 9 şiddetinde depremlere gebe bir bölge. Bu bölgede de son depremin 1700’lerde gerçekleşmiş olması endişe yaratıyor.
Kaynak: Araştırma İngiliz bilim dergisi Nature’da yayımlanmıştır.